Vajinismuslu kadınların çoğu halen bakiredir. Çünkü vajinismus evlilikte ilk gece ortaya çıkar.
Bu nedenle vajinismusa; “ilk gece korkusu” da denir. İlk gece korkusu, gerdek gecesi korkusu veya ilk ilişki korkusu sadece ülkemizde değil, cinselliğin nispeten kısıtlı yaşandığı geri kalmış tüm toplumlarda ortak olan bir sıkıntıdır.
İlk gece başarısız olan çift; doktora gitmekten çekinir, sorunun geçici olduğunu ve daha sonraki günlerde kendiliğinden çözüleceğini düşünür. Sorun daha sonra da devam edince,
kadınlığında eksiklik olduğu düşüncesi, üzüntü, sıkıntı, gerginlik, her şeyin daha kötüye gideceği korkusu ve ardından suçluluk duygusu ortaya çıkabilir.
Gerdek gecesinin yarattığı sosyal baskılarla beraber hayatı zorlaştıran bir erteleme ve kaçınma durumu başlar.
Kulaktan dolma bilgilerle yatağa giren çiftleri vajinismusun yanında çok büyük tehlikeler beklemektedir:
Ömür boyu orgazm olamama, cinsel isteksizlik, ağrılı cinsel ilişki, erken boşalma, iktidarsızlık hatta intihar.
Öyle ki bu sorunların derinleşmesi durumunda kişiler intihara bile sürüklenmektedir. Cinsel eğitimin daha çok sokaktan alındığını kabul edersek,
cehaletin cinsel performansı düşürdüğünü söyleyebiliriz. İnsan vücudunu tanıtmak, hangi dokunuşların sağlıklı,
hangilerinin tehlikeli olduğunu çocuklara öğretmek, fikir vermek için; her geçen gün zorunluluğu tartışılmaz bir hal
alan cinsel eğitimin şart olduğunun altının çizilmesi doğru olacaktır. Bu açıdan bakıldığında, evlenecek kızın “İlk gece acı çekeceksin!” diye korkutulması
vajinismus nedeni olduğu gibi, diğer cinsel sorunlarının tamamına yakınının bilgisizlik ve batıl inançlardan kaynaklandığını da söyleyebiliriz.
Ayrıca bazı yörelerimizde halen süren kanlı çarşaf gösterme geleneği çiftte büyük bir baskı oluşturmakta ve eğer çarşaf gösterilmezse kadının bakire olmadığı
veya erkeğin iktidarsız olduğu anlamı çıkarılmaktadır. Bu yüzden kollarını, bacaklarını kesip kanlı çarşaf gösteren çiftlerin sayısı hiç de az değildir.
Yani bu korku, endişe her iki cinste de yaşanmaktadır. Ancak kadınlarda görülme sıklığı çok daha fazladır.
Çiftlerin beklentileri ve çabaları, bir cinsel terapiste başvurma süresini belirleyen temel faktördür.
Bazı çiftler birkaç ayda bu durumu bir sorun yapmadan atlatabilmektedir. Daha eğitimli bir başka grup ise, birkaç gün içinde ilişki gerçekleşmezse cinsel terapiste başvurmaktadır.
İlk gece korkusunda olduğu gibi korkuların tümü, o kişi açısından aşılması çok güç, çözülmesi imkânsıza yakın sorunlar olarak görülür ve
bu durum çözüme ulaşmadığı takdirde kendi kendini besler ve güçlendirir. Çoğu kişi bir süre sonra korktukları şeyi telaffuz etmek, düşünmek bile istemez ve uzaklaşmaya çalışır.
Çünkü insan beyninde yer alan ilkel beyin dediğimiz alanlar hacim olarak beynin çok küçük bir alanını tutsa da korkuya yol açan etkileri oldukça fazladır. İnsanoğlu erken çağlardan beri
bazı savunma mekanizmaları geliştirmiştir. Savaş ya da kaç tepkisi; ayakta kalma mücadelesinde insanı koruyan, tehlikelerden uzak kalmasını sağlayan, baş etmesinin güç olduğu
durumlarda vücuda aşırı enerji yükleyerek hızla kaçabilmesine veya kendini savunabilmesine imkân tanıyan öğrenilmiş bir reflekstir. Savaşmaya ya da kaçmaya hazır bir hale gelebilmek için;
adrenalin miktarında artış, kaslarda sertleşme, hızlı nefes alarak kana oksijen ve şeker pompalama olayları ahenk içinde yapılmalıdır.
Erkeklere karşı endişe duyma, yaşanmış kötü bir tecrübeye sahip olma, taciz, tecavüz, dayak, zorlama vs. görmüş ya da duymuş olma, temel cinsel bilgi ve eğitimleri aileden
doğru bir şekilde almamış olma gibi durumların eşlik ettiği korku. İşte bu mekanizma, vajinismus olayında, kasılma ve kendini kapatmayı başlatan süreç olarak karşımıza çıkabilir.
Çünkü beynin genetik kodlaması hala savaş ya da kaç sistemiyle genetiğinden getirdiği savunma mekanizmalarını uygulamaya devam etmektedir.
Burada öncelikli işlem bu tetikleyici mekanizmanın işler hale gelmemesini sağlamak ve psikolojik tetikleyicileri ortadan kaldırmaktır.
Aksi takdirde beynin içinde yaşayarak öğrenilmiş bir olgu olan savaş ya da kaç tepkisi; otomatik olarak ilkel beyin tarafından bir savunma mekanizması olarak harekete geçirilir.
Vajinismuslu kadınların duyduğu, acıyacak veya ağrıyacak korkusu, kasılma ve kendini kapama ile sonuçlanır. Sertleşen penisin yaptığı baskı da bu korkuyla beraber zarar görme korkusunu pekiştirir. Bu nedenle pek çok vajinismuslu kadın, hafif bir baskıyı bile çok büyük bir acı hissi olarak tarif eder. Hatta bu korku öyle bir hal alabilir ki, çok daha önce bu aşamaya bile gelmeden ağlama ve panik atak benzeri bir durum şeklinde kendini gösterebilir. Böylece çiftin ve yakın çevresinin hayatı çekilmez ve içinden çıkılmaz bir hale gelir. Sosyal baskılar, hocalara, medyumlara, türbelere gitme, yanlış yaklaşımlar ve amatör girişimler çözüme ulaşılmasını engeller. Çözümün çok zor olacağına ya da asla olamayacağına olan inancı körükler. Zamanla korkudan korkmak, sorunu çözmekten korkmak birbirine karışır. İşte bu sayede bir kaçınma ve erteleme durumu olan vajinismus kronikleşir.
Bakıldığında veya araştırıldığında pek çok vajinismuslu kadın, korkularının yersiz olduğunu bilir. O an geldiğinde yaşanan tüm kasılmalar, bulantılar, ağlama krizleri, ağrı ve acı, dünya başına yıkılıyor hissi, utanma, cinsel ilişkinin başarılamaması, başarısızlık, ümitsizlik, yetersizlik, aşağılanma gibi durumlar; tamamen korkuya ve özgüven yetersizliğine bağlı gelişen psikolojik hislerdir. Kızgınlık, öfke, kırılganlık, evlilik sorunları ve şiddetli geçimsizlik yaşayan vajinismuslu çift; kendilerinde bir eksiklik olduğu düşüncesi altında ezilebilir, içine kapanabilir ya da başta birbirlerine karşı olmak üzere çevresine karşı saldırganlaşabilir, cinsel olarak isteksiz oldukları şeklinde kendilerini kandırabilir ve dolayısıyla korkusuyla yüzleşmekten kaçınır. Çoğu vajinismuslu kadın da aynı korkuları doktor muayenesine gittiğinde benzer şekilde yaşar ve çok rahatsız olur. Özellikle tıbbi muayeneden uzak durur ve kaçar.
Tavsiyemiz; ilk seferde veya sonrasında birleşme yaşayamayan çiftler en fazla 1 hafta kadar bekleyip, sorunu kendi başlarına çözemezlerse profesyonel yardım almalıdırlar. Kadınlardaki kadar sık olmasa da, erkeklerde de strese bağlı olarak, ilk gece sertleşme sorunları ortaya çıkabilir. Bu durum özellikle, ilk kez evlendiği gün cinsel ilişkiye girecek olan erkeklerde daha belirgin olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca vajinismus sorunu ile karşılaşan erkekler de eşleri tarafından istenmediği, reddedildiği duygularına kapılmaya başlayabilir ve yine zamanla sertleşme yetersizliği yaşayabilirler. Bu erkeklerin duyguları öfke ve kırılganlık arasında gidip gelebilir.
Vajinismusu yenen hastalarımızın başarı hikayelerini okuyun. Vajinismusu siz de yenebilirsiniz.
Sayfaya gitVajinismus %100 tedavisi olan, tedavi süresi kısa, kesin ve kalıcı çözümü olan bir durumdur.
Sayfaya git