Öncelikle çok teşekkürlerimi sunmak istiyorum Yasemin hocama. 2 yıllık evliyim ve eşimle cinsel birleşmemiz hiç olamamıştı. Severek evlendim eşimle, her şey çok güzel gidiyordu, ama hep bir şeyler eksik yarım kalıyordu.
Günlerce araştırdım, Vajinismus olduğuma inanamayarak kabul ettim. Çevremde birkaç arkadaşımla paylaştım, onların da desteğiyle sürekli bir yerlere yönlendirildim ama korkuyordum, kendi kendine geçer diyordum, işyerimin yoğunluğu sebebiyle izin alamıyordum ve hep erteliyordum. Eşim de çok destek oldu, bir gün nasıl olsa olacak, moralini bozma, kendini ne zaman iyi hissedersen o zaman deneriz diyordu ama her güzel başlayan ilişki kabusum oluyordu, olmuyor olmuyordu.
Sanki kalın bir duvar var ve acıdan ölecekmişim gibi hissediyordum ve her seferinde kaçıyordum ve erteliyordum. 1 yıl sonra artık tartışmalarımız başladı,eşim benim onu sevmediğimi düşünüyordu. Sanki sevgimiz azaldı birbirimize, sanki evli değil gibiydik, iki yabancı aynı evde gibi.
Ama artık dayanamıyordum, mutsuzdum, huzursuzdum. Arkadaşlarımla, ailelerimizle görüşmek istemiyordum, ‘Çocuk düşünmüyor musunuz?’ sorusu beni kahrediyordu. Neden ben diyordum. Sanki sadece bu durum benim başıma gelmişti. Hep kendimi suçluyordum. Nihayet internette araştırma yaparken o mucize doktor Yasemin Hocamı gördüm (iyi ki görmüşüm iyi ki), internet sayfasındaki yorumları okudum, inanamadım. Yalnız değilim dedim. Ve karar verdim. Randevü aldım dünyalar tatlısı Dilek ablamdan.
Daha ilk seansta Yasemin hocamın kendinden emin, samimi ve kesin konuşmasından çok etkilendim, evet dedim bu iş olacak. 5 seansta bitti ama inanamıyorum (aslında daha kısa sürede biterdi ama işyerimin yoğunluğundan biraz zaman uzadı) , artık hayatta her şeyi başarabilirim. Eşimle artık çok mutluyuz hem de çok, artık tam anlamıyla evli . Yasemin hocam siz bence gerçekten meleksiniz.
Evliliğime en güzel mutluluğu kattığınız için binlerce kez teşekkürler, Allah sizden razı olsun.
Hoş geldin kadınım benim,hoş geldin.
Kırk yıllık beton,çayır çimen şimdi,
Güldün.
Güller açıldı penceremin demirlerinde,
Ağladın.
Avuçlarıma döküldü inciler,
Gönlüm gibi zengin,
Hürriyet gibi aydınlık oldu odam.
Hoş geldin kadınım benim.
HOŞ GELDİN……..
Kalemimden dökülecek incileri o kadar çok silmişim ki, bembeyaz sayfamda şu yazdıklarıma bakınca.Tıpkı yıllar süren belirsizliğim gibi,yarı karanlık,yarı aydınlık.Böyle geçti onca günler,haftalar,yıllar…
Eşimle yıllar süren bir birlikteliği evlilikle noktalamıştık. Çok şükür diyordum.Artık ayrı geçen onca yılı beraber huzur ve mutlulukla geçirecektik.Ve ben eşimin olacaktım,anne olacaktım. Evliliğe sakladığım bekaretimi hayatımda bana şans olan, eşime sunacaktım. O yıllara 2.5 yıl daha ekleneceğini bilirmiydim.
Nerden bilirdim ki… İçimde bir duvarın olduğunu ve başarısızlığa tahammülü olmayan benim böyle bir yıkım ile karşılaşacağımı. Yaşamım boyunca tüm engelleri azmiyle aşan ben çaresizdim, yitiktim. Yalanlara sığındım. En sevdiğim insanlara mutluluk pozları verdim.
Evimin dört duvarına girdiğimde, acılarımı kendimle paylaştım. İlk başlarda umudu olan ben, artık olmaz bana görülen hüküm bu, kabüllene doğru itilmeye başladım.
Oysa ben Yasemin Hocamı evliliğimizin birinci ayında yüzündeki o eşsiz gülümsemesi ile görmüştüm. Ve bilgisayardan gördüğüm resme güvenmiştim. Lakin işler güçler,zaman yokki gibi bahaneler yada gizli güvensizliklerle erteledim. NE YAZIK….
Küçük bir çevrede yetişmek, çevrendeki çok sevdiğin büyüklerin sana koyduğu tabular, seni koruma iç güdüleri, ayıplar, yasaklar, günahlar… Ve sonuç ortaya çıkan BEN.
Yasemin Hocama bundan bir yıl önce gittim. Tedaviye başlamak için, ilk görüşmede içimi bir huzur kapladı. Ve ben başarırım dedim. Tedaviye başlayacağım anda işlerimin yoğunluğu ile yine başlayamadım. Oysa şimdi gülüyorum bilinç altımın bana oynadığı bahanelere.
Yoluma yol katan, karanlığımı aydınlıkla buluşturan eşsiz Yasemin Hocam, Bir ay önce kararlılıkla geldim yanınıza. Gözleriniz gözlerime değdiği anda ben burdayım, gitmek yok, kaçmak yok dedim. İnandım bütün yüreğimle başaracağıma. Bir tılsımdı sözleriniz ve ben iyi bir öğrenci olmaya çalıştım.
Günler geçtikçe bilinç altımı kontrol etmeyi öğrettiniz ve ben artık hükmedebiliyordum. Ve o gün geldiğinde ben hayatımda ağlamadığım kadar ağladım sayın hocam bütün kirli yaşlar aktı, arındım… Çok güçlüyüm yeniden doğdum sanki.
Daha mutlu bakıyorum hayata. İnsanları daha çok seviyorum. Affediyorum,bağışlıyorum. Bana sunulan çiçeklerle bezenmiş bahçeye daha çok çiçek ekeceğimi biliyorum. Sizi seviyorum. Sizin sayenizde kendimi daha çok seviyorum.
Güzel asistanım Dilek Hanım seni unutur muyum, yüreğinden diline sımsıcak akan sözlerinle, umuduma umut oldun sen de.
İkinci ailem yolum her düştüğünde, güzel sohbetiniz için kapınızı çalacağım.Rabbim bu derde düşen herkesi sizin kapınızı çalmaya yöneltsin. Ve çaresizliklerinden kurtarsın Sizleri çok seviyorum.
Ve özlüyorum…
Merhabalar umutsuz kalan umudunu yitirmekte olan arkadaşlar. Umut etmek yetiyor. Eşimle üniversitede tanıştık. Severek evlendik. Aile sorunlarına rağmen başardık. Asla onu mutsuz etmeyeceğime söz verdim kendi kendime. Evlendiğimiz gün beraber olmayı başaramadık arkadaşımı aradım ağladım olmadı bacaklarım açılmıyor diye, sen vajinismus hastası olmayasın dedi güldüm yemin ediyorum o güne kadar böyle bir hastalık duymamıştım bilmediğim bir hastalığa yakalanmıştım. Küçük yaşta evlenen insanların evlenip çocuk doğurmaları bile zoruma gidiyordu. 3 yıl erteledik tedavisi olan bu hastalığı sonra çok güvendiğim Antalya’da iyi bir jinekoloğa gidip kızlık zarımı aldırdım bu çözüm olmadı sonra vajinismusla ilgilenen bir doktor buldum bir buçuk ay parmak egzersizi verdi parmağımı dokunduramadım bile bu da olmayınca çakraların kapalı dediler çakralarımı açtırdım güya Reiki yaptılar olmadı hipnoz önerdiler valla bana mısın demedi. Uyuşturucu iğneler kremler denedim sonuç sıfır. Vee Yasemin hocamı buldum beş gün sonunda söylediklerine tüm inancımla uydum çünkü son şansım diye düşünüyordum ve başardım. İnanın eşimle hala inanmakta güçlük çekiyoruz. İmkanı olmayan bu hastalıktan kurtulduk bazen bu sayfaya yazan insanların yorumlarını okuyunca gerçek mi diye düşünüyordum bir gün bu sayfaya benim de yazacağım aklıma gelmezdi lütfen inanın ve lütfen ertelemeyin binlerce kez teşekkürlerimi sunuyorum biricik meleğim yasemin hocama ve o çok tatlı asistanı dilek hanıma Allah böyle dert vermesin ama dermanı var inanın…
Hikayeme başlamadan önce kendimi tanıtmak isterim. Ben 1986 yılında Almanya’da doğan gurbetçi bir ailenin kızıyım. Benden büyük üç abim var.
Ben çocukluğunu ve genç kızlık dönemini çok mutlu ve rahat geçiren bayanlardan biriyim. Kalabalık bir arkadaş çevrem vardı ve sosyal bir yaşantıya sahiptim.
Belki Almanyada’ki çoğu türk arkadaşlarımdan daha rahat büyüyordum ve bana imrenen benim gibi olmak isteyen birçok kız arkadaşım vardı.
Çünkü ben yeri geldiğinde gece geç vakitlere kadar arkadaşlarıyla eğlene bilen biriydim. İstediğim zaman istediğim şeyleri yapabiliyordum, kendi kararlarımı alabiliyordum.
Ailem ile bağım çok sıkıydı, evin en küçüğü olduğum için her zaman ailemin gözbebeğiydim. Annem sadece benim annem değil arkadaşım ve yeri geldiğinde sırdaşımdı.
Onunla birçok şeyi rahatça konuşabiliyordum. Aynı zamanda çevrem tarafından çok sevilen ve saygı duyulan bir kızdım. İyi bir eğitim aldığım için ve üniversitede okudum için herkes beni bilgili ve akıllı olarak tanımlardı.
Aslında kısacası size bunları anlatmamın sebebi, böyle özeliklere sahip olan ve masalardaki prensesler gibi büyüyen bir kız nasıl vajinismus olurdu?
2011 yılında yüksek lisans yapmak için Ankara’ya geldim ve artık Türkiye’de kalma kararı aldım.
Teyzemin oğlu ile aramızda farklı duygular oluşmaya başladı ve biz evlenmeye karar verdik. Herşey bizim için çok güzel başlamıştı aslında.
Ve biz sabırsızlıkla evlenmeyi bekliyorduk. Tabi her kız olduğu gibi neredeyse her gece aklıma ilk gecem gelirdi. Acaba nasıl olacak? Romantik mi? Güzel mi?
Acı olacak mı? Kanayacak mı? Rahat olabilecek miyim? Hayalimdeki gibi olacak mı? Ve buna benzer birçok sorular.
Eminim her genç kız evlenmeden önce bunları düşünür ama nedense ben bu durumu herkesten çok düşünüyordum, hatta bazen uykularım kaçıyordu.
Bunun sebebi ise 13-18 yaşında duyduğum bazı hikayelerdi. O dönemde kızlar arasında bol bol cinsellik konuşulurdu. Alman kız arkadaşlarımla konuştuğum zaman hep çok güzel ve romantik şeyler duyardım.
Uzun ve güzel bir ön sevişme, o anda hissedilen bir rahatlık son olarak acısız ve kansız (veya çok az kanama olan) bir ilk ilişki.
Bunları duymak ne kadar güzel olsa da birde bunların tersini duyardım. Olumsuz gerdek gecesi hikayelerini genelde Türk kız arkadaşlarımdan duyardım.
Örnek: ‘’Ablamın ilk gecesi çok kötü geçmiş, çok kanaması olmuş, bütün çarşaf batmış ve bir hafta poposunun üzerine oturamadı!’’ veya
‘’Benim yengem ilk gecede ilişkiye girememiş o yüzden annem yengemin vajinasına sabun sürmüş ve amcam anca öyle içine girebilmiş!’’ veya
‘’Canım çok acıyordu hiç rahat değildim ama artık bir an önce bitsin diye eşime birden gir dedim. O da girdi ama canım çok yandı.
Çok kötü bir geceydi!’’ veya benim hakkında söylenen bir cümle ‘’ay bu çok küçük, çıtı pıtı. Ay yazık bunun doğumu ve ilişkisi çok zor olur!’’
Buna benzer okadar çok şey duydum ki artık bazılarını hatırlamıyorum (iyiki de hatırlamıyorum).
Yani bir tarafta o güzel olumlu ilk gece hikayeleri ve diğer tarafta adeta bir tecavüze benzeyen kötü gerdek geceleri.
Hangisi doğruydu acaba? Ve o gün geldi kendi gerdek gecem yaklaştı artık. Düğünümüz çok güzel ve dolu dolu geçti.
Düğün sonrası otelde kaldık ama birlikte olmadık çünkü eşimde bende çok yorgunduk ve kendi evimizde bunu yaşamak istedik.
Ertesi gün güzel bir günden sonra akşam oldu ve o an geldi. Mumlarımızı yaktık ve kendimizce romantik bir ortam oluşturduk.
Ben tabiki çok heyecanlıydım ama kendimce sakin olduğumu düşünüyordum.
Uzun bir ön sevişmeden sonra eşim vajinama girmeye çalıştı ama bu benim için imkansızdı çünkü orada sanki bir duvar vardı ve eğer eşim zorlasaydı o duvarı delip geçecekti ve benim canım çok acıyacaktı.
Ağlamamla eşim hemen bıraktı ve beni sakinleştirmeye çalıştı. Başka bir zaman denememizi söyledi.
Sakinleştikten sonra yarın mutlaka olur bugün çok heyecan yaptım diye düşündüm ve uyudum.
Sonra ertesi günde ilişki olmadı, ondan sonraki günde olmadı, ondan sonraki günde olmadı, diğer gün yine olmadı, yani olmadı olmadı olmadı!!!
Tam olarak 3 ay geçmişti ve vajinamdaki hissettiğim o duvar yıkılmadı. Beynim bana resmen hükmediyordu. Ben anın tadını çıkarmak isterken beynim bağrıyordu: ‘’dikkat et canını yakacak, çok acıyacak, izin verme!!!’’
Bu başarısızlıkla sonuçlanan denemeler iyice moralimi ve psikolojimi bozmuştu. Kendimi evli bir bayan gibi değil küçücük korkak bir kız çocuğu gibi hissediyordum.
Sürekli kendime neden ben diye soruyordum. Oysaki ben eğitimli bir bayandım herşeyi biliyordum ama diğer kadınlardan ne eksiğim vardı?
Allahtan eşim çok anlayışlıydı ve beni bir şekilde bu depresyondan çıkarmaya başarıyordu bana umut veriyordu.
Bunun üzerine internetten neyim olduğunu araştırmaya başladım.
Ve Google’a ‘ilk gecede ağrı hissetmek’ yazar yazmaz vajinismus diye bir kelime çıktı ortaya.
Biraz araştırdıktan sonra benim sorunumun ve hastalığımın vajinismus olduğunu anladım. Eşimle konuştum ve bu tedaviyi yapabilecek doktorlar aramaya başladık.
Çok sürmedi Yasemin Hocamın sayfasını buldum ve hiç tereddüt etmeden aradım ve randevu aldım.
Daha ilk görüşmede aldığım o pozitif elektrik beni tedaviye başlamam için motive etti. Şimdi tekrardan öğrenci olma vakti gelmişti ve sabırla ödev yapma zamanıydı.
Ödevlerimi hiç kaçırmadan yaptım ve hiç zorluk çekmedim hatta eşimle bunu artık bir eğlence haline getiriyorduk. Her egzersiz sırasında çok dalga geçiyorduk ve gülüyorduk.
Bir adım daha ilerledikçe kendime olan güvenim artıyordu ve kafamdaki ‘acı ve aşırı kanama’ gibi kelimeler teker teker kayboluyordu.
Tabii ki Yasemin hocanın beni her başarılı ödevden sonra övmesi daha da çok hoşuma gidiyordu ve motivasyonum artıyordu.
Sonunda yüzdüm yüzdüm ve kuyruğuna geldim: Artık egzersizlerimi eşimle yapacaktım.
Çok büyük bir heyecanla ve mutlulukla eşimle egzersizime başladık ama nasıl olduysa egzersiz cinsel ilişkiye dönüştü.
Ve ben ne acı çekiyordum ne de anlatılan gibi bir kanamam oldu.
Herşey çok güzel ve çok özeldi ve ben mutluluktan hüngür hüngür ağlıyordum çünkü sonunda başarmıştım.
İlk yaptığım hocama mesaj atmak oldu çünkü ona bu güzel haberi söylemek istedim. Zaten o ilk ilişkiden sonra da gerisi geldi.
Bu konuda eşim ile bana yardımcı olan Yasemin hocam ve Dilek Hanım size çok ama çok teşekkür ederiz.
Sizin güler yüzünüz ve cesaretlendirici konuşmalarınız bize çok yardımcı oldu.
Son olarak diyebileceğim tek şey:
Vajinismus gerçekten doktorların söylediği ve kitaplarda yazdığı gibi 100% tedavisi olan bir hastalık. Ve şunu anlamak lazım: Aslında sorunumuz vajinamızda değil (yok vajina darmış, yok kızlık zarı kalınmış,…) sorun aslında beynimizde.
Eğer beynimize doğru mesajları yollarsak ve o olumsuz negatif düşünceleri kafamızdan atarsak, bu sefer beynimiz bize değil biz ona hükmederiz…
Ben 2.5 yıllık evli bir bayanım. Eşimle bir yıl nişanlılık döneminden sonra güzel bir düğünle evlenmiştik. Eşimi çok seviyordum ve artık çok mutlu olacağımızı düşünüyordum. Nereden bilebilirdim ki ilk gece vajinusmus kabusu ile karşılaşacağımızı. Düğün bittikten sonra evimize geldik, kayınvalidemin tepemizde beklemesi nedeniyle yaşadığım korkunç stresi anlatamam. Kendimizi yapmak zorunda hissediyorduk, zorla da olsa bir kez ilişkiye girdik. Ama ondan sonraki günler bir daha hiç yapamadık, çünkü çok korkuyordum.
İlerleyen zamanlarda birlikte olma denemelerimizin hepsi başarısız olmuştu. Kendi adıma söylüyorum bu durum bende umut kaybına yol açmaya başlamıştı fakat eşim aynı umutsuzluğa düşmemiş kendince koyduğu “vajinismus” tanısını başkalarından duyduğu hikayelerden etkilenmesiyle açıklamaya başlamıştı bile. İlk başlarda ismini vermek istemediğimiz bir doktorun hipnoz tedavisi konusunda ciddi ciddi düşünmeye başlamıştık fakat mantığımız gereği bir türlü bu konuda ikna olmuyorduk. Çünkü bu hastalığın ülkemizde yaygın olduğunu ve bu hassasiyet üzerinden pek çok insanın sömürüldüğünü duyup, öğrenebiliyorduk. Fakat başka da çaremiz kalmadığı için neredeyse razı olacaktık. Fakat eşimin gayreti ve araştırmalarıyla daha güvenilir ve bu probleme popülariteden uzak daha bilimsel yaklaşan Op. Dr. Yasemin Yıldız’ın kliniğine dair bilgilere ulaşmıştı. Hem doğup büyüdüğüm yer olan Ankara’da olması hem de bu hastalığa bilimsel yaklaşan bu klinik ikimizin de aklına yatmıştı. Kalkıp Ankara’ya gitmemiz ve tedaviye başlamamız bir oldu.
lk terapiden sonra kendimizi sosyal ve kültürel olarak ortalamanın üstünde gördüğümüz halde cinsel konularda ne kadar cahil olduğumuza şahit olduk. (Önceki düşüncelerimizi düşündükçe oldukça komik geliyor şu an) Yasemin hanımın konuya hakim olması ve bize gösterdiği yollar ikimizin de aklına yatmış özellikle de eşimi oldukça cesaretlendirmişti. Büyük bir gayretle verilen ödevleri yerine getirdik ve bu illetten 3 gün kadar kısa bir sürede kurtulduk. Şu anda mutlu bir cinsel hayatımız var. Mutluluğumuzu anlatabilmek güç. Siz, kapılarımızı bambaşka bir dünyaya açmamızı sağladınız.
Siz iyi bir insansınız Yasemin Hanım. Sıcaklığınız, hoş sohbetiniz, içtenliğiniz tedavi sürecinde başarılı olmamızı sağlayan önemli bir unsurdu. Dilek Hanım da güleryüzünü sağolsun hiç esirgemedi. Ayrı ayrı ikinize de çok teşekkür ederiz.
Dilerim hikayemiz başka hastalara güç verir.
Kendinize çok iyi bakın, İyi kalın, hoş kalın:)
Sonsuz teşekkürler.